Kısa Hayat Hikâyesi ve Temel Sosyolojik Yaklaşımı
Amerika’ da doğmasına rağmen Almanya’nın Münih ve Berlin şehirlerinde üniversite okumuş ve doktorasını Yale Üniversitesi’nde varoluşçuluğun ve Varoluşçu Marxizm’in en önemli mimarlarından Jean Paul Sartre üzerine yapmıştır.
Jameson kapitalizmin bugün geç aşamasında bulunduğunu ve hala baskın olduğunu fakat yeni bir kültürel mantık olarak postmodernizmi ürettiğini söylemektedir. Fakat ona göre bazı kültürel değişimler olsa da altta yatan ekonomik yapı devam etmektedir. Oluşan bu yeni kültürel yapı aslında kapitalizmin sürdürülmesinde kullanılmaktadır. Bu sebeple Jameson birçok postmodernistin savunduğu Marksizm’in büyük bir teori olması sebebiyle postmodernizmin içinde artık olamayacağı savını şiddetle reddetmiştir. Böylece Jameson sanki Marksizmi kurtarmaya gelmiş olan biri gibidir. Jameson Marksizm’i kurtarmanın ötesinde postmoderniteyi açıklayan bir kuram olduğunu da göstermeye çalışmaktadır. Jameson postmodern kültürü anlamasıyla çevresi tarafından övülürken, bu yeni kültürel dünyanın ekonomik temelini yeterince açıklayamadığı iddiasıyla Marksistler tarafında eleştirilmektedir.
Temel Varsayımlar
Postmodernizmin en önemli uygulamalarından biri pastiş ve parodidir. Pastiş daha önce var olan bir eserin özelliklerini dikkate alarak yeni bir eseri taklit yoluyla ortaya koymaktır. Modern yazarların tümü eşsiz biçimleriyle tanınmışlardır. Örneğin felsefede, Sartre ve Heidegger’in kendilerini ifade etme tarzları; Beethoven ve Tchaikovsky arasındaki müzik biçemleri; Godard ve Antonioni’nin sinema anlatısı arasındaki fark…Her biri oldukça özgüldür ve muhtemelen birbiriyle karıştırılmaz. Parodi bu biçemlerin eşsizliğini kendi yararına kullanmakta ve eşsiz olanı gülünç bir öyküleme üretmek için onların tuhaflık ve ayrıksılığının üzerine gitmektedir. Bütün parodi biçimlerinde bilinçli olarak olmasa da parodist büyük bir taklitçidir ve özgün olana yönelik gizli bir sempati besler. Parodinin yararlandığı tuhaflık ve ayrıksılık biçimsel olarak aşırı bir şekilde kullanılır ve insanın ‘normal’ çerçevesi içerisinde gülünç kılınır.
Jameson pastişe kitle kültüründe çok fazla rastlandığını ve nostaljik film olarak tanımlandığını söylüyor. Nostaljik film, geçmişe dair ve geçmişin dönemsel anlarına dair filmlerden oluşmaktadır. Buna göre Jameson Star Wars’u da tür filmi olarak nostaljik film diye adlandırmaktadır. Bunun sebebi de 30-50 arası dönemde yetişen kuşağın en önemli kültürel deneyimi cumartesi öğleden sonra kuşağı dizileriydi. Kötü yaratıklar, Amerikalı kahramanlar, mucizevi çözümler, arkası yarın türü diziler… Star Wars bu deneyimi bir pastiş biçiminde yeniden inşa etmiştir. Bu deneyimi yeniden yaşamak isteyen yetişkinler bu filmin çekimine kapılırken bazı çocuklar aynı hisleri yaşamaz (çünkü geçmiş deneyimleri aynı değildir). Postmodernizm bu yönüyle tüketici toplumunun, kapitalizmin mantığını yeniden üreten yapı içerisindedir.
Jameson’ın postmodernlik teorisi, Ernest Mandel’in, olduğu gibi kabul ettiği Geç Kapitalizm teorisine dayanır. Postmodernizm geç kapitalizmin kültürel mantığıdır. “Modenizme amacını ve itici gücünü veren şey, hala modernleşmemiş olanın, sanayi öncesi dönemin bıraktığı mirasın varlığını sürdürmesiyken, postmodernizm o mesafenin kapandığının, dünyada sermayenin doldurmadığı tek bir boşluk kalmadığının göstergesidir.” Jameson’ın modernizmin varlığının koşulu olarak tanımladığı, modernler ile modernleşmemişler arasındaki çatışmanın başlıca modernleşmemiş aktörleri –ki artık sahneden çekilmişlerdir– tarım ve kültürdür. Dolayısıyla “...postmodernite, eğilimsel olarak, iki başarıda –tarımın sanayileşmesi, yani bütün geleneksel köylülüğün yıkımı ile bilinçdışının sömürgeleştirilmesi ve ticarileştirilmesi ya da başka bir deyişle kitle kültürü ve kültür endüstrisi– özetlenebilecek daha tam bir modernizasyonda elde edilen şeydir.”
Jameson postmodern dünyada yaşama sorununa az da olsa çözüm getirir. Yolumuzu bulmak için bilişsel haritalara ihtiyaç duyduğumuzu söyler. Bu haritalar eski haritalar olamaz. Postmodernizmin siyasal biçiminin bir görevi varsa bu görev mekânsal bir ölçekte olduğu kadar toplumsal bir ölçekte küresel bir haritalandırmanın keşfi ve tasarımıdır. Bu haritalar toplum kuramcıları, romancılar ve gündelik olarak kendi mekanlarını haritalandırabilen insanlar tarafından yönlendirilmelidir. Jameson’a göre haritalar postmodern toplumda radikal siyasal eylemin temeli olarak kullanılmak içindir.
Kaynaklar
Ritzer, G. (2012). Modern Sosyoloji Kuramları. (Çev. Himmet Hülür). Ankara: De Ki Basım Yayın. (Eserin orijinali 2000’de yayımlandı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder