GİRİŞ
Türkiye’de sosyalist ve komünist akımların gelişim süreçlerinde en önemli evre 1917 Bolşevik İhtilali’nden sonraki dönemdir. Sosyalist ve komünist hareketleri sol genel kavramı içerisinde ele alırsak, 1917 İhtilali’nden önce Osmanlı Devleti’nde de sol hareketlerin mevcut olduğu görülmektedir. Fakat 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanına kadar Osmanlı Devleti içindeki sol akımlar işçilere yönelik birtakım faaliyetleri kapsamakla beraber, örgütlü bir faaliyetten çok uzak olup kapsamlı bir gelişme de gösterememiştir. İkinci Meşrutiyet’in sağladığı serbest ortamda sol akımlar da diğer birçok fikir akımı gibi faaliyet alanı bulmuştur. Bu dönemde özellikle İstanbul’da aydın bir kitle etrafında sol faaliyetler ortaya çıkmış, ilk işçi grevleri meydana gelmiş ve sosyalist propaganda amaçlı dergi, gazete ve kitaplar basılmıştır. Ancak 1908 sonrası Osmanlı Devleti’nde oluşan sosyalist hareketler daha çok Yahudi, Ermeni, Rum, Bulgar gibi gayri Müslim azınlıkların ürünüdür ve Türk unsurunun bu hareketlere etkisi sınırlıdır. Sadece İstanbul’da küçük bir aydın kitle sosyalist fikirlere ilgi göstermiş ve bunların toplum üzerinde etkisi olmamıştır. Sosyalizmin Türk unsurlar bakımından ilgi görmesi, başka bir deyişle gerçek anlamda solun hayat bulmaya çalışması 1917 sonrası yıllara rastlamaktadır.